2019’da Gerçekleşen En Önemli 5 Bilimsel Yenilik
2019 yılında çok sayıda önemli bilimsel gelişme gerçekleşti.
Bir kara deliğin ilk kez görüntülenmesinden Kuzey Kutbu’ndaki buz denizinin ayrıntılı ölçümlerine kadar çok sayıda gelişme heyecan yarattı.
2019 yılında çok sayıda önemli bilimsel gelişme yaşandı. İlk kez bir kara deliğin görüntülenmesi büyük heyecan yaratırken, Ebola virüsüyle mücadele ve en eski Avrupalı atalarımızın keşfine kadar 2019’un en önemli 5 gelişmesi şunlar oldu:
1. İlk kara delik görüntüsü
2019 yılının en önemli bilimsel keşiflerinden birisi, evrenin en önemli gizemlerinden olan kara delikleri ilk kez gözlemlememiz oldu. Event Horizon Teleskobu tarafından gözlemlenen ilk kara delik, 54 milyon ışık yılı uzaktaki Messier 87 galaksisinin merkezinde yer alıyor.
Kara deliğin etrafında ışıldayan ve kara deliğin içine çekilen maddenin bükülen uzay-zaman yoluyla dışarı attığı radyasyon halkası, kara deliğin ikonik görüntüsü haline geldi. Kara deliğin, maddenin içine doğu çekildiği olay ufku Güneş Sistemi’miz büyüklüğünde ve 6 buçuk milyar güneş ağırlığında kütle barındırıyor.
Kara deliğin varlığı ve özellikleri, Albert Einstein tarafından 100 yıl önce geliştirilen genel görelilik kuramı tarafından dikkat son derece tutarlı bir şekilde öngörüldü.
2. Ebolayla mücadele
2014 yılında Batı Afrika’da patlak veren Ebola salgını, 11 binin üzerinde ölüme neden olurken dünyayı alarma geçirmişti. Salgın, zengin ülkelerin küresel olarak yaygınlaşma riski bulunmayan hastalıklara ne kadar az ilgi gösterdiğini gözler önüne sermişti.
2019 yılının sonu itibarıyla patentli bir Ebola aşısına ve iki ilaca sahibiz. Başka bir patentli aşının da yakın zamanda piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bilim insanları, şu anda virüsten etkilenmiş insanları tedavi edebiliyor ve hastalığın salgın hale gelmesini engelleyebiliyor.
Ancak Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 15 ay süren ve 2 bin kişinin ölümüne neden olan son salgın; politik, toplumsal ve ekonomik kırılganlıkların olduğu bir yerde hastalığı kontrol altına almanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha gösterdi. Aşılar ve ilaçlar salgının önlenmesinin yalnızca bir parçası ancak hastalığı ortaya çıkaran koşulların engellenmesi hâlâ önemini koruyor.
3. En eski Avrupalı atamız
İnsanlığın geldiği tür olarak da bilinen Homo sapiens, Afrika’da evrimleşti ve bundan yaklaşık 70 bin yıl önce dünyaya yayılmaya başladı. Ancak yeni bir keşifle birlikte, Afrika’daki yurdumuzdan daha önce ayrılmış atalarımız olduğunu biliyoruz.
Yunanistan’ın Mora Yarımadasının güneyindeki bir mağarada iki kafatası bulundu. Bu kafataslarından biri, 170 bin yıllık bir Neanderthal’e aitti. Ancak diğeri, bilim insanlarını şaşırtan bir kafatasıydı: 210 bin yıllık bir Homo sapiens.
Afrikalı atalarımızın 70 bin yıl önce dünyaya yayıldığına ilişkin teorileri altüst eden bu buluş üzerindeki tartışmalar hâlâ sürüyor.
4. Kuzey Kutbu’nu yeniden keşfetmek
Sıcaklığın aniden -30 dereceye düşebildiği Kuzey Kutbu ve Arktik Denizi, dünyamızın en uzak ve en erişilmez bölgelerinden. RV Polarstern gemisi, hakkında hâlâ çok az şey bildiğimiz kutuplara dair bilgimizi artırmak niyetinde.
Polarstern buzkıranı, yüzlerce araştırmacının ertesi yılı kuzey kutbunda geçirmesini sağlamak için Norveç’e ulaşmıştı. Buzkıran, bütün bir yıl boyunca donmuş deniz içerisinde faaliyet yürütecek ve içeriden görüntüler elde edecek.
Çalışmaları 20 yıldır süren araştırma, Eylül 2019-Eylül 2020 arasında sürecek ve toplam 600 bilim insanı bu araştırmada çalışacak. Araştırma, Kuzey Kutbu’nu anlamamızın yanı sıra gezegenimizin iklimi ve iklim değişikliği gibi konulardaki bilgilerimizi artıracak.
5. Saklambaç oynayan fareler
Almanya’da çalışmalarını sürdüren bilim insanları, farelerin insanlarla saklambaç oynadıklarını fark etti. Deneyde yer alan farelerden biri hariç diğer fareler, deney yapan bilim insanlarından saklanmayı öğrendi. Farelerin saklandıktan sonra edindikleri tek ödül, bilim insanlarının onları gıdıklaması ve onlarla oynamasıydı.
Araştırma sırasında farelerin saklambacı zevkle oynadıkları ve bilim insanlarını “çılgınca” aradıkları keşfedilirken, araştırmacıları bulan farelerin “çok sevindikleri” belirtiliyor. Farelerin saklanmanın ne demek olduğunu anladıkları, şeffaf kutular yerine dışarısına görünmeyen kutuları saklanmak için tercih ettikleri, saklandıkları süre boyunca bulunmamak için sessiz kaldıkları da elde edilen veriler arasında. Fareler yakalandıkları zaman sıkça araştırmacılarla eğlenmeyi ve gidip yeniden saklanmayı tercih ettiler.