Facebook’tan reklam dünyasına açık mektup

Boykotun başlamasıyla birlikte Facebook, reklam dünyasına açık mektupla seslendi.

400’ü aşkın reklamverenin #StopHateforProfit kampanyası kapsamında bu ay platformda reklam boykotu uygulama kararı almasıyla birlikte Facebook, reklam dünyasına açık mektupla seslendi.

Facebook Küresel İlişkiler ve İletişim Başkan Yardımcısı Nick Clegg tarafından kaleme alınan, ilk olarak Ad Age’de paylaşılan mektup şöyle:

Toplum bölünüp gerilim yükseldiğinde, bu ayrışmalar sosyal medyada da vuku bulur. Facebook gibi platformlar topluma ayna tutar. Her gün 3 milyardan fazla insan Facebook uygulamalarını kullanıyor ve toplumumuzdaki iyi, kötü ya da çirkin her şey platformumuza da yansıyor. Bu, hangi içeriğin makul olduğunun sınırlarının belirlenmesi hususunda Facebook ve diğer sosyal medya şirketlerine büyük sorumluluk yüklüyor.

Başkan Trump’ın tartışmalı paylaşımlarına izin verme kararı nedeniyle Facebook son haftalarda eleştirilerin odağında; birçok kişi ve aralarında platformumuzda reklam yapanların da bulunduğu şirketler, nefret söylemiyle mücadeleye yaklaşımımızdan kuşku duyuyor. Açık olmak istiyorum: Facebook nefretten para kazanmıyor. Milyarlarca insan güzel deneyimlerden ötürü Facebook ve Instagram kullanıyor. Bu insanlar nefret dolu içerikler görmek istemiyor, reklamverenlerimiz ve biz de görmek istemiyoruz.

Uygulamalarımızda her gün 100 milyarı aşkın mesaj gönderiliyor. Birbirimizle konuşuyor; hayatlarımızı, düşüncelerimizi, umut ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Tüm bu milyarlarca etkileşim içerisinde nefretin payı çok küçük. Facebook ve Instagram’da nefret içeren paylaşımlar gördüğümüzde sıfır tolerans gösteriyor ve içerikleri kaldırıyoruz. İçerik nefret söylemi kapsamında sınıflandırılamadığında ifade özgürlüğünü daha çok öne çıkarıyoruz çünkü zararlı, ayrıştırıcı ve saldırgan konuşmalarla başa çıkmanın yolu, nihayetinde, daha fazla konuşmadan geçiyor. Bir şeyi günyüzüne çıkarmak, saklamaktan iyidir.

Ne yazık ki sıfır tolerans sıfır vaka anlamına gelmiyor. Her gün bu kadar içerik paylaşılırken, nefretin kökünü kazımaya çalışmak samanlıkta iğne aramaya benziyor. Platformumuzun güvenliğini sağlamak için insan ve teknolojiye her yıl milyarlarca dolar yatırıyoruz. Güvenlik alanında çalışan sayımızı üç katına, 35 binin üzerine çıkardık. Nefret içeren içerikleri kaldırmak adına yapay zekâ teknolojisi kullanımında öncü konumdayız.

Ve ciddi ilerleme kaydediyoruz. Güncel Avrupa Komisyonu raporu, Facebook’un, nefret söylemi ihbarların yüzde 95,7’sine karşı 24 saat içerisinde aksiyon aldığını gösteriyor ki bu YouTube ve Twitter’dan daha hızlı. Geçen ay nefret söyleminin neredeyse yüzde 90’ını birileri şikâyet etmeden kaldırdık. Bu oran iki yıl öncesine kıyasla yüzde 24 yükseldi. 2020’nin ilk çeyreğinde 9,6 milyon içeriğe karşı aksiyon aldık. Bu sayı bir önceki çeyreğe kıyasla 5,7 milyon yükseldi. IŞİD ve El Kaide içeriklerinin yüzde 99’unu da şikâyet edilmeden evvel kaldırdık.

İyi yoldayız ama işimiz bitmiş değil. Herkesin güvende olması, bilgi almaya devam etmesi ve en çok ihtiyaç duyulan anlarda, özellikle de seçimlerde, seslerini duyurabilmeleri için son dönemde yeni politika ve ürünler duyurmamız da bu yüzden. Bizi eleştirenlerin büyük çoğunluğunun, Başkan Trump’ın Facebook ve diğer platformlarda paylaştığı kışkırtıcı sözlerden ötürü kızgın olduğunu anlıyoruz. Eski bir siyasetçi olarak biliyorum ki, muktedirler yalnızca sandık yoluyla hesap verir. Bu yüzden, platformumuzu, seçim günü geldiğinde nihai kararı kendilerinin vermesi konusunda seçmene olanak sağlamak için kullanmak istiyoruz. Bu cuma, ABD’de oy kullanma yaşındaki her Facebook kullanıcısına seçmen kaydını nasıl yapabilecekleri konusunda anasayfada bilgiler sunacağız. Bu, 4 milyon seçmenin kaydolmasını hedefleyen, ABD tarihindeki en büyük seçmen bilgilendirme kampanyasının bir parçası. Aynı zamanda, seçmeni sandığa gitmemeye teşvik etme stratejisine karşı politikalarımızı da güncelliyoruz. Söz konusu değişiklikleri büyük çoğunluğu sivil toplumdan gelen geribildirimlerin bir sonucu. Politikalarımızı düzeltme ve olası yeni risklere karşı önlem alma konusunda sivil toplumla ve diğer uzmanlarla çalışmaya devam edeceğiz.

Sosyal medyada nefret söylemi ve diğer zararlı içeriklere odaklanmak elbette gerekli ve anlaşılabilir ancak sosyal medyadaki milyarlarca konuşmanın büyük çoğunluğunun olumlu olduğunu akıldan çıkarmamakta fayda var.

Coronavirus pandemisi başladığında olanlara bakalım. Fiziksel anlamda ayrı kaldıkları koşullarda milyarlarca insan bir araya gelebilmek için Facebook kullandı. Dahası, insanlar yardımlaşmak için bir araya geldi. Binlerce yeni yerel topluluk oluştu, milyonlarca insan bir araya geldi ve en savunmasız olanlara yardım etmek için organize oldular. Kimisi sağlık çalışanlarını tebrik etmek ve desteklemek için bir araya geldi. Kapıları kapanan işletmeler kendilerine Facebook’ta yer buldu. 160 milyondan fazla işletme, müşterilerine ulaşabilmek için Facebook’un ücretsiz araçlarını kullandı; insanların işleri ve geçim yolları korundu.

Facebook’un, insanların sağlık konusunda güvenilir bilgi almalarına yardım etmesi de önemli. Facebook’ta 2 milyarı aşkın insanı Dünya Sağlık Örgütü ve kamu sağlığı otoritelerince sağlanan bilgilere yönlendirdik.

Şunu hatırlamakta fayda var; toplumumuzda kasvetli şeyler olduğunda, sosyal medya, olan biteni tüm dünyaya göstermek, nefret karşısında bir araya gelmek ve dünyadaki milyonlarcasıyla dayanışmak için insanlara aracı oluyor. Bunu dünyada pek çok durumda gördük, şimdi de Black Lives Matter hareketinde görüyoruz.

Nefreti Facebook’tan belki hiçbir zaman uzak tutamayacağız ama durdurma konusunda her daim daha iyiye gidiyoruz.

Kaynak: https://mediacat.com/facebooktan-reklam-dunyasina-acik-mektup/

Monday Morning Goods No: 264

In This Issue

HAFTANIN İLHAM VEREN WEB SİTESİ

Pantone’dan Akıllı Telefonu Renk Seçiciye Dönüştüren Kart

Pantone, "Pantone Color Match" ile gerçek yaşamdaki nesnelerin renklerini analiz ederek tasarımcıların işini kolaylaştıracak bir ürün sunuyor.

Subscribe to the newsletter,
catch up with the weekly inspiration.

HEAR YE! HEAR YE!