Avrupa Komisyonu, Amazon’u Satıcı Verilerini Kötüye Kullanmak İle Suçluyor
Amazon dünya çapında pek çok kullanıcı tarafından tercih edilen online alışveriş sitelerinin belki de başında gelmekte. Şirket, sahip olduğu bu güç ile e-ticaret sektöründe bir tekel olmaya başlamış durumda. Küçük ölçekli işletmeleri koruyabilmek adına ve markalar arası rekabeti dengeleyebilmek adına Avrupa Komisyonu, Amazon’a karşı üçüncü taraf satıcı verilerini kötüye kullandığı gerekçesi ile bir dava hazırlıyor.
Üçüncü taraf satıcı verilerinin ihlali, satış yapan mağazaların, kimlere ne miktarda satış yaptığından hangi bölgede daha çok satış yapıldığına kadar pek çok bilgiyi içermekte. Konuyu daha detaylı anlatmak gerekirse, bir e-ticaret sitesi üzerinde sanal mağazalar yer almakta. Bu sanal mağazalar, tüketicilere, ihtiyacı olan ürünleri kulanmış oldukları e-ticaret sitesi aracılığı ile kullandırmakta. Sanal mağazaların büyük e-ticaret sitelerini kullanması, yaptıkları satışlar hakkında kullanmış oldukları platforma veri sağlamakta. Böylelikle platform sayesinde satış yapan satıcının satış verilerine ulaşan e-ticaret siteleri, daha sonra satış miktarı ve talebe göre kendi markaları ile aynı ürünleri satışa çıkarıyor. Bu duruma tröst yani tekelleşme adı veriliyor. Ticarette tekelleşmeyi önlemek adına Avrupa Komisyonu, perakende şirketleri korumak için zaman zaman antitröst (tekelleşmeye karşı) politikalar gütmekte. Tekelleşme ve üçüncü taraf bilgilerini kullanmakla en çok suçlanan şirketlerin arasında ise Amazon da yer almakta.
Avrupa Komisyonu, başlattığı çalışma ile, Amazon şirketinin üçüncü taraf bilgilerini kötüye kullanıp kullanmadığı ve tröst olma çabasını mercek altına alacak. Eğer araştırma sonrasında Amazon şirketi suçlu bulunur ise yıllık ciro miktarının %10’u civarında yani 28 milyar dolar cezaya çarptırılacak. Özgür Demirtaş’ın 2019 yılında yayınladığı rapora göre Amazon şirketinin 2019 yılı içerisindeki tahmini cirosu ise 292.6 milyar dolar. Rekabet kurumlarının büyük şirketlere verdikleri para cezaları ne yazık ki onların tekelleşme sürecine herhangi olumsuz bir yansımaya sebep olmuyor. Bir yıl içerisinde elde edilen cirolara bakacak olursak verilen cezalar pek caydırıcı değil. Dünya ticaretinin büyük bir kısmının artık sanal ortama taşınması, bu tarz büyük şirketlerin giderek büyümesine ve kontrol edilemez bir hal almasına sebep oluyor. Yaşadığımız dünyada büyük maddi varlıklara sahip olmak şirketlere beraberinde güç de getirmekte.
Ticarette tekelleşmenin siyasi ve ekonomik boyutu
Ticarette tekelleşmenin bize ne gibi bir zararı dokunabilir? Bizler doğrudan tüketici olarak, kısa sürede bunların etkisini görmüyoruz. Tekelleşme politikasının sonucu yok olan rakip firmalar ortadan rekabeti kaldıracağı için, fiyat politikalarını keyfi olarak belirlemek büyük şirketlerin insafına kalacak. Oluşan tekelleşme sonucunda ise kötü hizmet alma, yüksek fiyat verme, yetersiz destek gibi konularla karşı karşıya kalabiliriz. Gerek ticaret gerek başka konularda rekabet olduğu sürece markalar müşteriyi çekebilmek adına kampanya, indirim vb. çalışmalar yürüterek müşteriyi memnun etmeyi amaçlar. Ancak bu rekabetin ortadan kalkması, artık müşteri memnuniyetinin öneminin kalmaması anlamına gelir. Zira müşteri, tekel markadan başka tüketim çaresi kalmamış duruma gelir.
Amazon ve benzeri pek çok büyük şirket zaman zaman haksız rekabet yaratma konusunda eleştiriliyor. Bunun sebebi şirketlerin küçük perakende satış firmalarını eziyor olması. Bunu özellikle fiyat kırma politikaları ile gerçekleştiren büyük şirketler, küçük ya da orta ölçekli işletmelerin iflasına sebep olabiliyor. Bunun önüne geçebilmek adına çalışmalar çoğu zaman olsa da ne yazık ki yürütülen bu çalışmalardan pek sonuç alınamıyor.
Şirketokrasi dünya ticareti ve siyaseti için nasıl tehlike oluşturabilir
Terminolojide ve dünya siyasetinde bu duruma verilen isim “şirketokrasi” olarak geçmekte. Şirketokrasi kabaca küresel imparatorluğa hizmet eden hükumet, banka ve şirketlere verilen genel isim. Şirketokrasi sanılanın aksine ne yazık ki bir komplo teorisi değil. Şirketokrasi, ortak hedef ve değerlere hizmet etmekte. Bu değerler dünya üzerinde dönen paranın kontrolünü, transferini sağlamak ve toplumu tüketici bir toplum haline getirmek.
Şirketokraside şirketler sizin ihtiyacınız olmayacak ürünleri sizin satın almanızı sağlamaya ve maddi sömürüyü devam ettirmeye çalışırlar. Bu algıya yönetimine örnek verecek olursak, X markası bir araç ya da teknolojik cihaza sahip olmanın, diğer insanlar tarafından sizin daha saygı duyulacak, daha prestijli olacağınız algısına sahip olmanızı sağlar. Bu algı yönetimi ve ileri düzey pazarlama stratejileri ile, dünya genelinde insanlar, ihtiyaçlarının ötesinde tüketim yaparak mevcut kapital sistemin güçlenmesini sağlar. Güçlenen kapital sistem ile ülke ekonomilerinde büyük söz sahibi olan şirketler, ülkeler için ciddi anlamda tehdit oluşturmaya başlar. Bunun sebebi, ülke gelirlerinin büyük çoğunluğunun ortak dağılması yerine tek bir yere kanalize olmaya başlaması. Büyük gelirler elde etmeye başlayan şirketler, diğer devletlere, sahip oldukları gelir ve mal varlıklarını başka ülkeye taşımakla tehdit ederek, siyasal yönetimde kendilerine boyun eğdirebilecek noktaya getirebilmekte.
Şirketokrasiye çözüm sağlamak için satın alım alışkanlıklarımıza dikkat etmek önemli
Şirketokrasi sonucunda ki buna en büyük örneklerden biri Amazon diyebiliriz, aynı zamanda dijital çağın getirmiş olduğu güç sayesinde, şirketler daha çok işi daha az çalışan ile yapabilmekte, ya da freelance diye adlandırdığımız çalışma şekli ile, dünyanın farklı lokasyonlarından insanlara daha ucuza iş yaptırarak ülke içerisindeki istihdam alanlarının daralmasına da yol açabilmekte. İşte tüm bu ve bunun gibi nice sorunla karşı karşıya kalan devletler, siyasi açıdan şirketlerin altında ezilmemek adına komisyonlar kurarak, rekabet düzeni altında bu şirketlerin büyümesini kontrol altına almaya çalışmakta. Gelişen dijital çağ ile şirketleri kontrol etmek zorlaşıyor ve globalleşen dünyada ilerleyen yıllarda işlerin ne noktaya varacağını kestirmek de oldukça güç.
Son olarak bizler vatandaşlar olarak, elimizi kolumuzu bağlamak gibi bir hataya düşmek yerine yerli satıcıları ve yerel perakende firmalarını desteklemek adına, onlardan alışveriş yaparak, hem istihdam alanlarını desteklemiş, hem de ülke ekonomisine daha sağlıklı katkılarda bulunmuş oluruz. Amazon şirketine karşı açılan komisyon yürütmesinin sonucunun ise ne zaman belli olacağı belli olmazken, tahminler bu çalışmanın ortalama 1 yıl süreceği yönünde. 1 yıllık sürecin ardından kesilecek ceza ise maddi anlamda yetersiz kaldığı için bu durum şirketlerin gözünü korkutan ve hız kesmelerini gerektirecek net bir durum yaratmamakta. Sonuçların neler olacağını bekleyerek ilerleyen zamanlarda göreceğiz.